Uzmanlar, internet oyunlarıyla çok fazla meşgul olmak ve uzaklaşılınca çeşitli sıkıntılar yaşamak gibi durumların dijital bağımlılık belirtisi olduğunu belirtyor. İnternet bağımlılığının gelişmesinin bazı faktörlere bağlı olduğunu söyleyen Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, bireylerin tatmin olmak için dopamin salgılanmasını sağlayacak davranışlarda bulunduğuna dikkat çekiyor. Macera oyunlarının en fazla dopamin salgılatıcı tür olduğunu kaydeden Luş, çok oyunculu online oyunların bağımlılığı arttırdığını dile getiriyor ve ailelerin sürdürücü faktörlerin farkına varmaları gerektiğini vurguluyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Egen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, çocuklarda dijital bağımlılık belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu ve ailelere tavsiyelerini sıraladı.
İnternette geçirilen zamanın gittikçe artması bağımlılık belirtisi
Herhangi bir davranışın olumsuz sonuçlarına rağmen tekrarlanmasının bağımlılık olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, sanal bağımlılık olarak da adlandırılan internet bağımlılığının kriterlerinin davranışsal bağımlılıklarla tanımlandığını ifade etti.
Dijital bağımlılığın belirtilerine değinen Luş, “İnternet oyunlarıyla çok fazla meşgul olmak, internetten ya da oyunlardan uzaklaşılınca çeşitli sıkıntılar yaşamak, geçirilen zamanın gittikçe artması, oyun oynama isteğini durduramama, sosyal medya platformlarını kullanmayı durduramama, kişinin hobilerini bırakması ve bundan dolayı psikolojik sorunların yaşandığının görülmesine rağmen yine de aşırı internet kullanımına devam etmesi, bütün olumsuz duygularını atarak sanal dünyada kendisine olumlu bir dünya yaratmaya çalışması dijital bağımlılık belirtileridir.” şeklinde konuştu.
Oyun bağımlılığı oyun türleriyle de alakalı
İnternet bağımlılığının gelişmesi için bazı faktörlerin gerekli olduğunu söyleyen Luş, “Dürtüsel olan çocuklarda dürtüselliğin biyolojik faktör olduğu ortaya konuluyor. Çeşitli durumlardan tatmin olamayan bireyin tatmin olmak için daha fazla uyarıcıya ihtiyaç duymasına ‘ödül eksikliği sendromu’ diyoruz. Özellikle risk almayı seven bireylerde ödül mekanizmasının bozulduğunu biliyoruz. Bireyler dopamin salgılamak için bu sebeplere yol açan davranışlarda bulunuyor.” dedi.
Özellikle çocuklarda oyun bağımlılığının devam etmesinin oyun türleriyle de alakalı çevresel bir faktör olduğunu sözlerine ekleyen Luş, “En fazla dopamin salgılatıcı tür maceradır. Son zamanlarda görülen çok oyunculu online oyunlar daha fazla bağımlılığı arttırıyor.” diye konuştu.
Kararında olursa faydaları da var
İnternet oyunları oynamanın dozunun kaçmadığı durumlarda bazı faydaları olduğunu da dile getiren Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, “Oyunların, kişinin zihinsel faaliyetlerini geliştirici etkileri de olduğu görülmüştür. Problem çözme yetisini geliştirmek, mağlubiyeti öğrenmek, motivasyon kazanmak, sosyalleşmeyen bireyler için sosyal ortam sağlanması, kişinin olumlu düşüncelerinin artması gibi faydaları olabiliyor.” açıklamasında bulundu.
Problemler ortaya çıkmaya başladıysa yardıma başvurulması gerekir
Dijital bağımlılığın ortaya çıkardığı sorunlara değinen Luş, “Akademik sorunlar, ailevi sorunlar, davranışsal sorunlar, uyku problemleri, kaygı bozukluğu, gerçek dünya ve sanal dünyanın karıştırılmaya başlanması gibi sorunlar görülebiliyor. Bu tür problemler ortaya çıkmaya başladıysa yardıma başvurulması gerekir. Ayrıca çok fazla bilgisayar başında kalmaktan dolayı bir takım omurga problemleri, kilo kaybetme veya kilo alma, sürekli yorgun olma, baş ağrıları, gözde bozulmalar, öz bakımın azalması gibi fiziksel problemlerle de karşılaşılabiliyor.” diye konuştu.
Tedavi için tüm faktörler değerlendirilmeli
Sürdürücü faktörlerin belirlenmesinin ve ailelerin bunları fark etmesinin önemli olduğuna vurgu yapan Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, “Bireyin belki kişisel özellikleri hayattan zevk almamasını sağlıyordur. İçinde bulunduğu başka bir psikiyatrik sorun vardır. Bunun bilinmesi çözüm için önemli bir nokta. Bireyin bu durumu değiştirmek istememesi fark etmemiz gereken sürdürücü bir faktör.” dedi.
Bağımlılığın tedavi edilebilen bir hastalık olduğunun altını çizen Luş, sözlerini şöyle tamamladı: “Öncellikle tüm faktörlerin, eşlik eden başka rahatsızlıkların ve aile yapısının değerlendirilmesi gerekiyor. Desteklenmesi gereken unsurların belirlenip desteklenmesi ve sonrasında da uygun bir şekilde terapiye başlanması birinci öncelliğimiz. Gerekli durumlarda ilaç kullanımı da önerilebilir.”