Atom Bilimcileri Bülteni’nin yönetim kurulu başkanı Dr. Leonard Rieser, 26 Kasım 1991’de Chicago Üniversitesi yakınlarındaki ofislerde Kıyamet Saati’nin ibresini gece yarısından 17 dakika önceye geri çekiyor.
Kıyamet Saatinde gece yarısı olarak da bilinen kıyametimize artık sadece 90 saniye uzaktayız. Ve kıyamete hiç bu kadar yakın olmamıştık. Her yıl zamanı belirleyen Atom Bilimcileri Bülteni’ne göre bu, “insanlığın kendi kendini yok etmeye ne kadar yakın olduğunun bir metaforu”.
Bu sadece bir mecaz olsa da, saatin akreplerini gece yarısına yaklaştırma kararı gerçek dünyadaki riskleri yansıtıyor. Ancak Bülten’e göre bu yılki en büyük etken Ukrayna’daki çatışmaydı. Ukrayna’daki savaş ve artan nükleer gerilim, kötüleşen iklim değişikliğini ve çoğalan dezenformasyon kampanyalarını içeriyordu.
Saat, sanatçı Martyl Langsdorf tarafından 1947’de Bulletin dergisinin kapağını süslemek için oluşturulduğunda gece yarısına yedi dakika kalayı gösteriyordu. Saatin akreplerinin tam yerleşimi, insanların birbirlerine zarar vermek ya da yardım etmek için yaptıkları kadar önemli değildi. ABD, 1945’te Hiroşima ve Nagazaki’ye iki atom bombası attıktan sonra, Martyl’in fizikçi kocası Alexander Langsdorf gibi Manhattan Projesi’nde çalışan bazıları da dahil olmak üzere bilim adamları, Bülten’i böylesine güçlü, dünyayı sarsan bir atom bombası geliştirmenin sonuçlarıyla boğuşmak için yarattılar.
Saat en son 2020’de, gece yarısına 100 saniye geçtiğinde ileri doğru akmıştı. O zamanlar, saatin gece yarısına en yakın olduğu zamandı ve o yıl yeni koronavirüsün bir pandemiye dönüşmesi öncesine ayarlandı.
Atom Bilimcileri Bülteninin kararı hakkında daha fazla bilgiyi her yıl yayınlanan resmi açıklamalarında bulabilirsiniz. Bu, beyanatın İngilizce, Rusça ve Ukraynaca olarak yayımlandığı ilk yıl.
Bildiride, “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nükleer silah kullanma riskini artırdı, biyolojik ve kimyasal silah kullanımı hayaletini artırdı, dünyanın iklim değişikliğine tepkisini baltaladı ve diğer küresel endişelerle başa çıkmak için uluslararası çabaları engelledi” denildi.
Rusya, savaşını Çernobil ve Zaporizhzhia nükleer reaktör sahalarına da taşıyarak uluslararası protokolleri ihlal etti ve radyoaktif maddelerin geniş çapta yayılmasını riske attı. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun bugüne kadar bu santralleri güvence altına alma çabaları geri çevrildi.
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı devam ederken, Rusya ile ABD arasında kalan son nükleer silah anlaşması olan New START ‘da tehlikede. İki taraf müzakerelere devam edip daha fazla indirim için bir temel bulamazsa, anlaşma Şubat 2026’da sona erecek. Bu, karşılıklı teftişleri ortadan kaldıracak, güvensizliği derinleştirecek, nükleer silahlanma yarışını teşvik edecek ve nükleer takas olasılığını artıracaktır.
Dünya Soğuk Savaş’ın zirvesinden bu yana görülmemiş bir nükleer tehlike dönemine girdi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres
Savaşın etkileri nükleer tehlikedeki artışla sınırlı değil; aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik küresel çabaları da baltalıyorlar. Rus petrol ve gazına bağımlı ülkeler, arzlarını ve tedarikçilerini çeşitlendirmeye çalıştılar ve bu da, tam da bu tür yatırımların daralması gerekirken, doğal gaz yatırımlarının artmasına yol açtı.
İyi haber ise şu ki, insanlar barış yapmak ve gezegeni korumak için adım attığında saatin ibreleri de geriye doğru hareket edebiliyor. 1991’de Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle, saatin ibreleri 17 dakikaya geri döndü ve gece yarısından bugüne kadarki en uzak nokta.
Tech dergi ile ilginizi çekebilecek bir çok güncel habere buradan ulaşabilirsiniz:
Çocuklarınızı çevrimiçi ortamda korumanıza yardımcı olacak üç ipucu
