Tüm dünyanın üzerine yoğunlaştığı, her geçen gün aramaların giderek arttığı bir teknoloji var ki Internet Of Things (IoT). Türkçesi; Nesnelerin İnterneti. İnternet, gün geçtikçe daha çok yer kaplayarak hayatımıza girmeye başladı. Öyle ki çoğu zaman gelişmeler bizi aşırı derecede şaşırtıyor ve “ne çabuk büyüyor bu çocuklar edası ile bakakalıyoruz”
Peki Nesnelerin İnterneti deyince aklımıza ilk gelen nedir ? Bu terimi daha önce hiç duymadıysak zaten laptop, tablet ve telefonlarımızda İnternet var diye geçebilir aklımızdan. Bu şekilde düşününce aklıma telefonlara İnternete erişimin sağlandığı yıllar geliyor. İstanbul’da yaşadığım yıllar Bakırköy’de bir kafede oturuyoruz ve herkes bir şekilde telefondan İnternete bağlanmaya çalışıyor ve bunun mümkün olması için arkadaş ortamındaki iletişimin kesilmesi gerekiyor. Neyse işin bu kısmı zaten magazin biz gelelim kendi konumuz olan Nesnelerin İnternetine.
Sorunlarımızı Konuşarak Çözebiliriz
IoT teknolojisi fiziksel nesnelere kendi aralarında haberleşme olanağı sağlamakta. Bu teknoloji ile özellikle enerji tüketimlerinde oldukça fazla tasarruf sağlanacağı konuşuluyor. Nasıl mı ? Evdeki buz dolabımızı ele alırsak; belirli süre ile çalışır, belirli aralıkla durur. Bu işlem düzenli olarak tekrar eder. Günümüz 50 – 60 dairelik konutları düşünürsek, bu evlerdeki her buz dolabının aynı anda çalışmaya başlaması fazla bir yük bindirmekte trafolara ve zaman zaman trafo patlamaları yaşanmakta. Nesnelerin İnterneti, buz dolabı ve trafo arasında haberleşme olanağı sağlayacak. Buz dolapları kendi aralarında haberleşerek çalışma düzeni oluşturulacak. Trafoların üretim kapasitesinden fazla gelen elektrik yükü talebi engellenecek. Trafo ve ya buz dolapları çalışma engeli oluşturacak arızayı önceden haber verecek.
Hey Siri! Çay Demle Yarım Saate Evdeyim
Günümüzde telefonlarımız evde mi iş yerinde mi olduğumuzu, cebimizden çıkarmadan, etrafı görmeden anlayabilmekte. Nasıl mı ? Telefonlar konum belirlemek için eskisi gibi GPS sinyallerini kullanmanın aksine bağlı olduğumuz wi-fi aracılığı ile de konumumuzu belirliyorlar. Eve veya işe giderken çoğumuza birden en hızlı rota bildirimi gelmiştir; hem de hiç bir işlem yapmamışken. Zaman ilerleyip (ön görülen 2025 yılına kadar komple hayatımıza girmesi) günler geçtikçe evimizdeki her nesnede bir İnternet olacak. Ev yolundayken, ev soğuksa ve ya sıcaksa, hangi iklimlendirme teknolojisini kullanıyorsak haberi olacak ve evi ısıtacak.
Şuan bile akıllı ev sistemleri bizlere heyecan vermekte. Ütüyü fişte unuttum mu ? Tost makinesi, fırın vs elektrikli bir eşya açık mı kaldı ? Gibi sorulara çözüm getiren sistemler mevcut. Mesela akıllı prizler. Bir çok evde veya iş yerinde kullanılmaya başlandı. Telefonumuzdan evimizdeki akıllı bir sisteme bağlanarak açabiliyoruz veya kapatabiliyoruz.
Daha Güvenli yolculuklar
Hepimizin araç içindeyken düşündüğümüz sorular vardır; acaba o yol tıkalı mı ? Kaza var mı ? O yolda çalışma vardı, bitti mi? Çünkü en hızlı, en kestirme, en güvenli şekilde gitmek isteriz.
Sen araba kullanırken telefonunla oynadığın zaman ve hatta bazen yanındaki yolcu ile konuştuğunda tehlikeli bir durum içerisine girilir. Ama arabalar birbiriyle konuşarak gidebilir ve bu durum tehlikeli olmak bir yana aksine güvenli bir sürüş sağlar. Örnek verecek olursak; bir sebepten kaza yapmış bir araç, aynı güzergah üzerindeki diğer araçlara “Hey dostum ben kaza yaptım lütfen yavaşla” şeklinde olmasa da makine dilinde haberleşme sağlayıp arkasındaki aracı yavaşlatacak veya durmasını sağlayacak. Ben frene basmasam nasıl dursun bu araba demeyin. Otomatik pilotlu arabalar orta segmentte de kendini göstermeye başladı. Kendini park edebilen araba elbet diğeriyle haberleşip durma işlemini de yapacaktır.
Karanlık Fabrikalar, Endüstri 4.0 Temelleri IoT
Sanayi gelişimi ve devrimlerini burada tarih dersi şeklinde anlatmaya gerek yok. Buharlı makineler ile sanayi üretimi başlamış daha sonra sonra elektrik elektronik ile otomasyon sistemleri kurulmuş şimdi ise her yerde karşımıza endüstri 4.0 olarak karşımıza çıkan yeni üretim sistemi var. Namı diğer karanlık fabrikalar. Gıyabında böyle konuşulmasının sebebi insansız üretimi esas almasıdır. Makineler kendi aralarında iletişim kurarak bu iş benden bitiyor sana geliyor kendini hazırla şeklinde haberleşip insana ihtiyaç duymadan üretim gerçekleştirilecek.
Bir depoyu ele alacak olursak; stok takibi, ham madde araştırması v.b işler yapan ekibe ihtiyaç duymadan makineler rutin işleri takip edebilecek. Örneğin; stoğu azalan ham maddenin satın alma operasyonunu gerçekleştirebilecek kabiliyete sahip olacak.
Endüstri 4.0 tek başına ele alınacak çok geniş ve derin bir konu. Başka bir yazıda genişçe yer vereceğim.
Daha önceki yazımda E-ticaretin önemini anlatmaya çalışmıştım gelecekte nasıl şekilleneceğini buradan da anlayabilirsiniz. https://techdergi.net/genel/geleneksel-magazacilik-ve-e-ticaret/ linkinden o yazıma ulaşabilirsiniz. Bu da sanal mağazacılığın çığ gibi büyüyeceğinin bize göstergesi.
Bize Düşen
Ortada oldukça geniş bir alana sahip büyük ve çok çeşitli bir pasta mevcut. Kime hangi tarafı daha güzel geliyorsa, hangi dilimi daha çok sevdiyse o dilimden pay almaya bakmalı.
- Yazılım ve sistem geliştirmesini yapabiliriz.
- Mekatronik alanına yönelerek genişlemesini, yayılmasını sağlayabiliriz. Ülkemizde bu bölümün olduğu güzel üniversiteler var. Geçmişten günümüze gerek makineleşme, gerek otomobil konusunda Almanları konuştuk ve endüstri 4.0 tabirini ilk dillendiren de Almanlar olmuştur.
- Balık yiyen değil balık tutmayı bilen olmalıyız. Sanayi devrimini bir kaç yıl ıskalasak da şuan endüstri 4.0 platformunun tam içindeyiz. Güzel gelişmeleri yatırımları daha çok yakından takip ederek yakalamalıyız.
Bir ata sözü okyanusu suya bakarak aşamazsınız der. Umutsuzlukları, bahaneleri bir kenara bırakıp haydi çalışmaya. Haydi üretmeye.
Tüm yazılarımızdan haberdar olabilmek için Instagram hesabımızı takip etmeyi unutmayın!