ÜÇ KÖŞELİ EN İYİ GRUP: ALT-J
  1. Anasayfa
  2. Sanat

ÜÇ KÖŞELİ EN İYİ GRUP: ALT-J

Britanyalı indie rock grubu Alt-J 15 Haziran’da Türkiye’ye geliyor!

Hem bu haberi duymuşken hem de yeni albümleri ‘The Dream’ çıkmışken gelin beraber bu grubu inceleyelim. Grubun ilk ismi ‘Daljit Dhaliwal’ iken sonra ‘ Films’ olarak bilindiler. Ancak Amerika’da zaten The Films diye bir grup olduğundan ‘Alt- J’ ismine karar kıldılar. Bu isim aynı zamanda grubun sembolü! Grubun sembolü olan Altj-J (Δ) işareti Apple Mac bilgisayarlarda ALT + J tuşlarının aynı anda basılmasıyla elde edilebiliyor. Ayrıca bu sembol matematikte değişim anlamına geliyor. Grubun şarkılarını dinlerken zaten bu değişimi siz de hissedeceksiniz. Örneğin, Fitzpleasure ile önünüzdeki her engeli aşabileceğinizi düşünürken Breezeblocks’ta yeni ayrılmış, duygusal ama güçlü olan kişi olabilir, Philadelphia ile yükseldiğinizi görebilirsiniz. Şahsen hepsinin verdiği ortak haz ise sizi ‘main character’ hissettirmesi! Her an uygun şarkıları ile her anda bunu hissedebilirsiniz.

Mayıs 2012 çıkışlı ki aynı zamanda Mercury Prize ödülü de olan ilk albümleri ‘’An Awesome Wave’’in kapak resmine hiç dikkat ettiniz mi? Bu resim dünyanın en büyük nehir deltası olan Ganj Nehri’nin Bangal Körfezi ile buluştuğu yerin üstten görünümü nitelendiriyor. Bu albüm hakkında başka bir bilgi de ‘Matilda’ şarkısında gizli. Şarkının ilk dakikasından sonra bir fren sesi duymanız mümkün. Çünkü kayıt yaptıkları stüdyo ses yalıtımı bakımından oldukça yetersizmiş. Grup üyeleri de bu sesi komik buldukları için kaldırmak istememişler. Matilda demişken grubun ana solisti Joe Newman büyük bir ‘Leon’ hayranı. Bunun hakkında bir keresinden bir albüm bile çıkarabileceğinden söz etmiş. Grubun çıkardığı ‘Leon’ ve ‘Matilda’ adında iki şarkı mevcut ancak henüz film hakkında bir albüm çalışması yok. Grubun yalnızca ‘Leon’ değil birçok filme gönderme yapan şarkıları mevcut. Örneğin ‘Nara’ şarkısı ‘Blue Is The Warmest Colour’ filmine gönderme yaparken ‘Tessellate’ parçası sözleriyle ‘The good, The Bad and The Ugly‘ filmine gönderme yapıp klibiyle de Raphael’in School of The Athens tablosunu canlandırıyor. Bunlara bakarak bile grup üyelerinin sanatla nasıl içli dışlı olduğu hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Şarkılarında yalnızca gönderme yapmakla kalmayıp bazılarında hikayeleri de anlatıyorlar. Hatta yine ‘Tessellate’ şarkısı için hayranlarının bir teorisi var! Şarkının ‘’Three points where two lines meet’’ sözünden 3 kişilik bir aldatma hikayesi olduğuna inananlar mevcut. Tabi grup bunun hakkında bir doğrulama yapmadı.

 Ama gerçek olduğunu bildiğimiz bir hikaye var! O da ‘Taro’ şarkısının hikayesi. Bu hikayede Nazi karşıtı bir kadın olan Gerta Pohorylle (Taro), karşıtlığı sonucunda sürgün hayatı yaşarken Endre Friedmann a.k.a Robert Capa ile tanışıyor. Taro, Capa’dan önce fotoğrafçılık yetkinliklerini öğreniyor sonra öğrencisi, sonra yardımcısı sonra da hayatının aşkı oluyor. Çiftimizin aşkının gizli kalması mümkün değil çünkü yetenekleriyle nam salıyorlar! Hatta Taro, ilk kadın savaş foto-muhabiri oluyor. Bu görevi üstlendiği günlerden bir tanesinde, İspanya İç Savaşı’nda ise hayatını kaybediyor. Capa da onsuz geçen birkaç yılın ardından yine bir savaş meydanı olan Indochina Savaşı’nda Taro’ya kavuşuyor. Şarkı ise ‘’Indochina’’ sözüyle başlayıp ‘’Le photographe est most’’ -fotoğrafçı öldü- sözleriyle bitiyor. Capa’nın Taro’ya olan aşkı ise her sözde dile getiriliyor.

Taro ve Cara (altj)

Grubu daha yakından tanımak için buraya tıklayabilirsiniz. Konsere gidenler, gidemeyenleri fazla kıskandırmasın!

Turkovac Aşısı 18 Yaş Altına Uygulanmaya Başladı

Paylaş
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir