2011 yılında, Mısır’da yaşanan iç savaş sırasında garip bir olay yaşanıyor. İnsan kalabalığı arasından, yeşil atlı bir figür geçip gidiyor. Kayıt yapan haber kamerasına yakalanan bu görüntünün ardından 10 yıl geçmesine rağmen hala konuşulmaya devam ediyor. Bazıları Tanrı’nın kurtarıcı gönderdiğini söyledi. Araştıran, sorgulayan bir kısım insan ise NASA tarafından gönderilen uydular aracılığıyla, yeryüzüne 3D görüntü gönderilen Mavi Işın projesi olduğunu ileri sürdü. Şu an içinde bulunduğumuz süreçte, ‘Yeni Dünya Düzeni’ ne geçiş sürecinde ‘Tek Bir Tanrı’ ve ‘Dijital Din’ gibi kavramlar tartışılırken, Mavi Işın projesiyle neler yapılabildiğine bir göz atalım.
Blue Beam(Mavi Işın) Projesini Basına Sızdıran Kişi: Serge Monast
Kanada vatandaşı olan Sergei Monast, 1990’lı yılların başında, William Guy Carr’ın eserlerinden esinlenerek, Yenidünya düzeni, gizli topluluklar tarafından hazırlanan komplo teorileri hakkında yazılar yazmaya başlamıştır. Bir kısmı yayınlansa da, bir kısmı gizli kalmaya devam etmiştir. 1994 yılında yayınlanan ‘Mavi Işın Projesi’ hakkında yazmıştır. Bu proje, Yeni Çağ dini, Deccal, Mesih’in ikinci kez gelişi gibi konularla ilgilidir. Yeni dünya düzeni ve kitlesel zihin kontrolleri amaçlayan projenin bireysel kısmını sosyal medya olduğu açıktır. 1996 yılında ‘yasaklanmış bilgi ağına’ girdiği öne sürülerek tutuklanıyor. Ne gariptir ki, tutuklandıktan bir gün sonra, kalp krizi geçirerek vefat etti. Geriye, komplo teorileri ve birçok soru işareti bırakıyor.
Blue Beam(Mavi Işın) Projesi Amaçlarının Sadece Bir Kısmı
İnsanlar gördüklerine, duyduklarından daha çabuk ve sorgusuz inanırlar. 2011 yılında Mısır’daki yeşil atlı figür birçok insanı sakinleştirse de bu sadece bir denemeydi. Projenin amaçlarından biri olan; kültürel ve dini motifleri değiştirmektir. Kısacası, toplumsal ve dini doktrinleri yıkma amacı taşır. Bu sayede, insanların dinleri yanlış yorumladığını düşündürterek, Yeni Çağ dini için ‘Tek Tanrı, Tek Dünya’ cümlesini gerçekleştireceklerdir. Bu Tanrı, insanlarla kendi inançlarına uygun figürlerle karşılarına çıkacak. Bu figürlerden bazıları, Hz Muhammet, Hz İsa, Buda gibi peygamberler veya din adamlarıdır.
Bu projenin, HAARP projesi olduğu düşünülüyor. Yani, frekanslar da kullanılabiliyor. Düşük, çok düşük ve çok çok düşük frekanslarla insanların, kendi içlerindeki Tanrısıyla konuştuğuna inandırılıp Tanrılarının, onlara her söylediği kafalarının içinde yankılanacak. Yankılanan bu sözcükler ve cümlelerle, kaos ya da mutlak itaat sağlayabilecekler.
Sadece Dört Büyük Adım
İlk adım, Dünya’nın stratejik yerlerinde yapay depremler üretmek. İkinci adım, devasa uzay şovu. Bu şov, üç boyutlu, optik hologramları ve holografik görüntüleri içerir. Üçüncü adım, frekanslarla zihin kontrolü. Zihin kontrolleri için veri gerekiyor. Bu verileri ise; telefon, tablet, akıllı saat gibi dijital veri depolayabilen araçlar sayesinde elde edebiliyorlar. Dördüncü adım ise; insanları, uzaylı istilasına hazırlamak. Bu da devletlerin silah gücünü son noktasına kadar kullanmaya iterek, silahsızlandırma ve savunma gücünün kaybedilmesine sebep olacaktır. Böylece devletler, üst akla karşı savunmasız kala Şu an, uzaylı haberlerinin yapılmasının sebebi de bu. devletler, üst akla karşı saldırı ya da savunma yapamayacak duruma gelecek. Tüm bunların sonucunda, ulusal devletler yok olup, küresel devlet ortaya çıkmış olacak. Bir şeyi unutmamak gerekiyor. O da, Sosyal Medyanın sadece bir başlangıç olduğu.
Mavi Işın(Blue Beam) Projesi Hakkındaki Fikirleriniz Nelerdir? İnstagram Üzerinden Bizimle Paylaşabilirsiniz.
